Seri Üretim Orman

İki gün önce, 22 Nisan'da,  LEAF (Lowering Emissions by Accelerating Forest Finance) Koalisyonu kuruldu. Kurucuları ABD, İngiltere ve Norveç. Özel sektörden de Amazon, Nestle gibi bir çok destekçileri var. Amaçları insanların iklim değişikliği ile olan savaşında önemi son yıllarda daha çok anlaşılan, dev karbon yutakları olarak görev gören ormanların (tropikal ve sub-tropikal) korunmasını sağlamak. Uluslarası planda kabul gören mevcut stratejilere (Paris Anlaşması vb.) göre, ancak var olan ormanları koruyarak, kayıpların yerine yenisini koyarak ve daha fazla orman oluşturarak carbon neutral ya da net-zero hedeflerine ulaşmış bir geleceğin hayalini kurabiliriz. 


Kaynak: Pixabay

LEAF'in beyanatına göre tropikal ormanlarını korumak isteyen ve bunun için harekete geçen ülkeler, ormanları koruma ve degradasyonunu engelleme performans kriterlerine paralel olarak LEAF'ten para alacaklar. Organizasyon yerel insanları (koruma altındaki azınlıklar - aborjinler, çeşitli kabileler vs. gibi) ve toplulukları da bu kapsamda destekleyeceğini belirtiyor. Orman Ulusları diye tabir edilen bazı ülkeler, Kosta Rika, Brezilya vb. şimdiden programa başvuru için harekete geçmiş.

AB tarafında da benzer bazı stratejiler oluşturulmakta. Mayıs 2018'de bunun için bir regülsayon da çıkarmışlardı. Ayrıca yeni 'doğa bazlı çözümler' stratejisi doğrultusunda bu konuda yatırımları da her geçen gün artacağa benziyor.

Son zamanlarda popülerleşiyor olsa da, bu tarihteki ilk orman seferberliği projesi değil. Yakın geçmişteki oldukça enteresan bir anektoddan bahsetmek istiyorum.

1948 yılında Sovyetler Birliğinin lideri Joseph Stalin 'Büyük Doğa Dönüşümü' isimli bir proje başlatmıştı. Bu proje, başka amaçlarla ve yöntemlerle de olsa, dünyanın iklim değişikliğine karşı devlet güdümlü ilk aksiyon planıydı (Kaynak için bknz. Brain, S. 2010). Buna göre Rusya'nın güneyinde 5.7 milyon hektarlık bir orman oluşturulacaktı. Bu devasa bir alan, karşılaştırmak gerekirse, aşağı yukarı Hırvatistan'ın yüz ölçümüyle aynı. Her ne kadar proje 1953'te Stalin'in ölümüyle, başarıya ulaşamadan bitmiş olsa da, bu süreçteki bazı gelişmeler üzerinde duymaya değer.

'Kuraklığı Yeneceğiz!' yazılı, Stalin'i proje haritası üzerinde gösteren poster. Sanatçı: Viktor Ivanovich Govorkov, 1949

Projeye göre ağaçlar özellikle tarla sınırlarına ve nehir kenarlarına rüzgar kesici olarak dikilecekti (yukarıdaki posterde bu desen Stalin'in üzerinde çalıştığı harita üzerinde fark edilebilir). Stalin, özenle konumlandırılan bu ağaçların Orta Asya'dan gelen rüzgarı kesip, Rusya'nın güneyini serinleteceğini ve nemlendireceğini düşünüyordu. Böylece bölgeyi belirli aralıklarla etkisi altına alan kuraklığa çözüm olacaktı.

Projenin yürütüldüğü zaman dilimi ikinci dünya savaşının sonu, soğuk savaşın ise başlarıydı. ABD de, Sovyetler Birliği de bilim ve teknoloji odaklı stratejiler ve politikalar geliştiriyor, ikisini de insanın doğaya olan hükmünü pekiştirmek için kullanıyordu. Binlerce yıldır insan gözünde kutsal ya da dokunulmaz görülen doğa, artık teknolojik gelişmelerle insanın ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirebileceği ve hatta şekillendirmesi gereken bir çehreye büründürülmüştü. Örneğin, her iki süper güç de yeni keşfedilen atom enerjisini doğayı şekillendirmek ve insanların yaşayamadığı bölgeleri yaşanabilir hale getirmek için kullanmayı hayal ediyordu. Böylece Sahra Çölü sulak bir araziye dönüştürülebilir veya kuzey kutup bölgesi yaşanabilir hale getirilebilirdi.

'Doğayı Stalin Planı Doğrultusunda Baştan Yaratalım!' yazılı, Stalin'i köylülerle gösteren poster. Nehir ve tarla sınırlarındaki ağaçlara dikkat. Sanatçı: Viktor Semenovich Ivanov, 1949

Doğayı insan ihtiyacı doğrultusunda şekillendirme arzusu içerisinde hareket eden Stalin, projeyi devlet güdümlü propogandalar ve yüklü miktarda parayla destekliyordu. Örneğin üstteki afişte Stalin yanında idealize edilmiş kahraman-köylüler ile gösterilirken arkaplanda Stalin Planı doğrultusunda nehir ve tarla kenarlarına dikilmiş rüzgar kesici ağaçları görüyoruz. Alttaki afişte ise Stalin ön planda yine bir doğaya müdahele projesi olan Türkmenistan'la kesişen sulama kanalını (Karakurum Kanalı öncesi Ana Türkmen Kanalı) işaret ederken, arkaplandaki afişte planı doğrultusunda hazırlanan ağaçlandırma krokisini görebiliyoruz.

Stalin'in arkasındaki duvarda yine Stalin Planı'nın izlerini görüyoruz. Sanatçı: Viktor Ivanovich Govorkov, 1951

Bu büyük proje 1953 senesinde Stalin'in ölümüyle birlikte büyük oranda başarısız bir şekilde sona ermek durumunda kaldı. Ana amaçlarının hiçbirine ulaşamadı. Rusya'nın güneyinin ikliminde bir değişiklik gerçekleştirilemedi. 5.7 milyon hektarlık alana ağaç dikilmesi planlanmışken 1 milyon hektarına ancak dikilebilmişti ki bunun da yalnızca 400 bin hektar kadarı hayatta kalmıştı. 
1949 ve 1953 yılları arasında dikilen fidanların yarısından fazlası 1954'te ölmüştü. Bu sebeple, Orta Asya rüzgarlarını kesmek amacıyla ağaçlandırılan bölge ise bir nevi yamalı bohça halini almıştı. Yine de sonuçta sadece dört sene gibi kısa bir sürede 400 bin hektarlık ağaç dikilmiş olması projenin pozitif bir sonucu olarak görülebilir.

Proje sonucunda tarla kenarlarına dikilen ağaçların tarlalardan elde edilen verimi artırdığı görülmüştü. Bunun ise ağaçların rüzgarı kesmesinden değil, karı daha uzun tutması ve toprağın nemini artırmasıyla ilişkili olduğu anlaşılmıştı. Bugün baktığımızda AB, IUCN gibi organizasyonların iklim değişikliğine karşı giderek daha fazla doğa bazlı çözümleri teşvik ettiği günümüzde, yine benzeri sebeplerle 'agroforestry' uygulamalarının önerilmekte olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda orman alanlarıyla tarım alanlarının birleştirilmesi yönünde projeler, örneğin AB'de destek görmektedir. Giderek daha fazla çalışmanın yapıldığı bu alanda, her ne kadar başarısızlıkla sonuçlanmış olsa da Stalin Planı'nın sonuçlarından faydalanmak veya geçmişi tekrar çalışmak önemli olabilir.


Stalin Planı konusundaki kaynakça:

Brain, S. (2010). The great Stalin plan for the transformation of nature. Environmental History, 15(4), 670-700.

Yorumlar