Giyilebilir teknoloji günümüzde hayatlarımızın, hatta tanımı itibarıyla doğrudan vücutlarımızın bir parçası haline geldi bile. Sağlık durumumuzu, uykumuzu, konumumuzu vb. bir çok konuyu onlar sayesinde takip edebiliyoruz, onlardan öneriler alıp uygulayabiliyoruz. Akıllı saatler, akıllı yüzükler, google'ın bir zamanlar çıkardığı ama tepkilerin önünü alamadığı Google Glass tarzı akıllı gözlükler... örnekler saymakla bitecek gibi değil. Bu cihazlar kişisel verilerimizi toplayıp işliyor, bize faydalı olacak şekillerde tekrar geri sunuyor.
Giyilebilir teknolojiler beraberinde bir çok problemi, yeni bakış açılarını, yeni teorik ve pratik konseptleri, etik tartışmaları, vücut/makine arayüzlerini, insan-makine iletişimini ve üzerine düşünülmeyi hakeden daha bir çok olguyu getirse de bu yazıda bunlara odaklanmayacağım. Bu yazı daha çok giyilebilir teknolojinin tarihteki ilk örnekleri üzerine olacak. Bu örneklere baktığımızda günümüzdeki benzerlerinden en önemli farklarının veri toplama ve işleme özelliklerine sahip olmamaları olduğunu görebiliyoruz. Bu açıdan değerlendirildiğinde bu objelerin kişisel verilerin korunmasına daha saygılı olan ve etik açıdan pek fazla problem içermeyen objeler olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki, bu tarihi giyilebilir teknolojiler neler? Aşağıda bir kaç ilginç örneği derledim.
- Güneş Saatli ve Pusulalı Yüzük: Almanya menşeili, 1570'lerden kalma, Von Steiger ailesine ait olan bu altın yüzük ailenin armasıyla işlenmiş ve Johannes Steiger'in bununla bazı dokümanları imzaladığı belirtiliyor ve üzerinde bir sundial (güneş saati) ve pusula mevcut. Yüzük daha sonra Steiger'in oğluna geçse de (aşağıdaki portresinde parmağında bu yüzükle resmedilmiş) 2000'lerin başında bir müzayedede yaklaşık 11 bin pounda yeni sahibine satılmış durumda. Yapıldığı tarihi de düşünürsek, bu yüzüğün işlevsel olmaktan çok Rönesans döneminde doğa bilimlerine ve bilimsel keşiflere artan ilgiyi temsil ettiğini söyleyebiliriz. Bu açıdan bana Holbein'ın Elçiler tablosunu hatırlatıyor.
|
Kaynak: https://www.bonhams.com |
|
Johannes Steiger'in oğlu Hans Franz Steiger (1597-1637) Kaynak: http://www.hfls.ch/ |
- Anahtar Yüzükler: Aşağıdaki her iki örnek de Antik Roma döneminden. Ya anahtarını devamlı kaybetmekten şikayet eden birinin ya da gizli bir kompartmanın üzerindeki bir kilidin anahtarını kendinden başkasına emanet edemeyen birinin kullandığı bir yüzük olsa gerek.
|
Kaynak: The Victoria and Albert Museum |
|
Kaynak: http://ancientpoint.com/ |
- Abaküs Yüzük: İlk giyilebilir bilgisayarın 1955 yılında rulet oyununda başarılı tahminler yürütebilmek için ABD'de geliştirilmiş bir ayakkabı olduğu kabul edilse de, alttaki resimde görülebilen 17. yy. Çin'indeki Qing Hanedanından bu yüzük belki de ilk giyilebilir 'bilgisayar' olmaya en yakın şey. Bu yüzük bir abaküs içeriyor ve hızlıca toplama, çıkarma, çarpma, bölme yapmanızı sağlıyor ve 90'larda çok meşhur olan hesap makineli saatlerin ya da benzer diğer giyilebilir akıllı teknolojilerin çok da yeni bir konsept olmadığını ortaya koyuyor.
|
Kaynak: http://en.chinaculture.org/ |
|
- Teleskoplu Yüzük: Açıldığında hizalanan iki mini-mercek vasıtasıyla küçük bir Galileo teleskopu işlevi gören bu yüzük 18. ve 19. yüzyıllarda zenginler için eğlence amaçlı üretilmekteydi. Muhtemelen çok iyi bir görüntü kalitesi sunmuyorlardı, ancak konsept olarak oldukça fütüristik ve casusvari diyebiliriz. O dönemde parmağında böyle küçük, kullanışlı ve gizli bir cihazı taşımak oldukça keyifli bir his olmalı. Aşağıdaki fotoğraflarda görülebilen altın yüzük 1820'lerin Fransa'sından.
|
Kaynak: https://www.collectorsweekly.com/ |
|
Kaynak: https://www.collectorsweekly.com/ |
|
Kaynak: https://www.collectorsweekly.com/ |
- Takvimli Yüzükler: Takvimi, günü ve saati telefonlarımızdan ya da saatlerimizden takip edebiliyoruz. Yüzükten takvim takibi günümüz insanının pek alışık olduğu bir konsept değil. Ancak her şeyi bileğimize taktığımız şu günlerle kıyaslarsak, 18-19. yy. insanlarının bunun için bilekleri yerine parmaklarını daha çok kullanıklarını görebiliyoruz. Aşağıda takvimli yüzüklerin bazı örneklerini paylaşıyorum.
|
19. yy. başlarından takvimli altın-emaye yüzük örnekleri. Yüzük döndürülerek ay ve gün ayarlanabiliyordu. Kaynak: D. Scarisbrick, Rings: Jewelry of Power, Love and Loyalty |
- Astronomi Yüzüğü: Bu yüzükler temel olarak gökyüzü objelerinin bir modelini içlerinde taşıyordu. Güneş-merkezli (Aristoteles modeli) ya da Dünya-merkezli (Kopernik modeli) olarak tasarlanabiliyorlardı. Yüzükler açıldıklarında metal halkaları sayesinde gökyüzü koordinat sistemi (enlem-boylam-ekliptik vb.) oluşuyordu. Yüzük formunda küçük, ancak işlevsel bir minyatürü oluşturulan bu objenin daha büyük bir çizmini örneğin, Portekiz bayrağında görebilirsiniz. Antik çağlarda Çinliler ve Yunanlılar tarafından bulunan bu objeye coğrafi keşiflerde de önem atfedilmişti. Bu yüzükler özellikle 19. yy.'da, onu takan kişinin bir nevi entellektülliğiyle ve eğitimyle hava atmasını sağlayan objelerdi.
|
Kaynak: The British Museum |
Bu yazıda birkaç tanesini paylaştığım, tarihteki bu ilk giyilebilir teknoloji örnekleri, çağdaş giyilebilir teknoloji ürünleriyle kıyaslandığında bazı benzerlikler ve ortak temalar ortaya çıkıyor. Bunlar üstünde düşünmenin kendimizi ve teknolojiyi daha iyi anlamamıza yardımcı olabileceğini düşünüyorum.
Birinicisi, yukarıda sıraladığım tüm bu objeler bir gizem, gizlilik içeriyor. Her biri sıradan bir obje gibi görünmesine rağmen aslında gizli fonksiyonlarıyla onu giyen kişilere hizmet ediyor. Bu durum çağdaş giyilebilir teknolojilerde de böyle. Şu anda da örneğin akıllı saat takan birisinin yalnızca dijital bir saat mi yoksa gerçekten akıllı bir saat mi taktığını ya da akıllı saat takıyorsa onu belli bir amaç için kullanıp kullanmadığını ya da ne için kullandığını anlamamız zor. Dolayısıyla onu kullanana gizli bir avantaj sağlama ihtimali yüksek.
İkinci olarak ise geçmişte bu tarz objelerin teknolojik özelliklerinden daha ziyade sofistike görünmek ve eğitim/kültür seviyesiyle hava atmak amacıyla insanlar tarafından kullanıldıklarını görüyoruz. Bunun günümüzde de en azından bir noktaya kadar böyle olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Telefona veya mesajlarına saatinden cevap veren birisi her zaman en azından bir nebze de olsa bunu yaparken ne kadar havalı ya da sofistike göründüğünü düşünmüş olmalıdır. Özellikle de bu kişinin akıllı saati olmadan da, cebindeki telefonla aramaya veya mesajarına cevap verebileceğini düşünürsek, bu objelerin 'gereklilik' değil kullanıcılarına prestij ve statü katan bir 'araç' olarak kullanıldıklarını görebiliyoruz.
Üçüncü olarak, bu objelerin geçmişte daha belirgin olmakla beraber maddi durumu daha iyi olan kesim tarafından kullanıldığını görüyoruz. Günümüzde giyilebilir teknolojilerin bir çok türünü düşük fiyatlara da edinebildiğimiz bir gerçek olsa da bunun teknolojinin aslında parasal olarak ucuz olmasıyla değil, bedelini kişisel verilerimiz ile ödediğimizi düşünerek açıklanabileceğini düşünüyorum. Yani aslında hala pahalılar, sadece ödeme şeklimiz değişti.
Dördüncü ve son olarak ise geçmişte de günümüzde de bu objelerin son derece şık, tasarım ürünler olduklarını tespit edebiliyoruz. Yalnızca çeşitli işlevleri yerine getirmek için değil, aynı zamanda şık görünmek için de kullanıldıkları bir gerçek.
Yorumlar
Yorum Gönder