Mantıklı Tartışma - II

Bu yazının ilk bölümü için tıklayın.

İlk yazıda Modus Ponens'ten ve bunun nasıl insanların mantık çerçevesinde tartışmasını sağlayabildiğinden bahsetmiştim. Bu durumda karşımızdakine (tartışmacı, yazar, akademisyen vs.) karşı çıkarken onun tezinin neden hatalı olduğunu göstermeliyiz. İlk yazıdaki argüman şöyleydi: 'Mozambik Cumhuriyeti bir demokrasidir çünkü insanlar oy verebilir'.

İlk olarak karşı-örnek ile karşı çıkmış ve şöyle demiştik: 'Kuzey Korede de insanlar oy veriyor, ama orası bir demokrasi değil.' Bu durumda öncüllerinden birinin hatalı olduğunu göstererek argümanı çürütebildiğimizi gördük. Sembollerle gösterirsek:

(1) P>Q (Oy veriliyorsa demokrasidir)

(2) P (Mozambik'te oy veriliyor)

(S) Q (Mozambik demokrasidir)

formundaki Modus Ponens'e

-(P>Q) ile karşı çıktık yani ve dedik ki oy verilen yer her zaman demokrasi değildir.

Karşı çıkmanın başka yolları da var. Mesela şöyle diyerek karşı çıkabiliriz: 'eğer Mozambik Cumhuriyeti gerçekten bir demokrasi olsaydı, o zaman insanlar özgürce kendilerini ifade edebilirdi, ancak bunu yapamıyorlar, o yüzden orası gerçek bir demokrasi değildir'. Burada kendi önerme ve sonuçlarımızla geldik ve rakibimizin tam zıttı sonuca ulaşan bir karşı-argüman yaptık. Sembollerle bakalım:

(1) P>Q (Demokrasi ise özgür ifade vardır)

(2) -Q (Özgür ifade yoktur)

(S) -P (Demokrasi yoktur)

Bu biçimdeki mantık yapısına MODUS TOLLENS deniyor. Bu da geçerli mantık yapılarından birisi ve takip edildiğinde geçersiz bir argümanda bulunmanız imkansız. Doğruluğu ise ayrı bir konu tabii.

Ancak, bir argümana sadece Modus Tollens ile cevap vermek sıradan vatandaş için yeterli olabilse de bir akademisyen için yetersizdir. Çünkü bu şekilde yalnızca sonuca/teze karşı çıkmış oluruz. Karşıdakinin argümanına da karşı çıkmalıyız. Yani karşıdaki sonucu reddederken aynı zamanda argümanının da neden dayanaksız/yanlış olduğunu belirtmeliyiz. Bunu yapmanın genelde iki yolu vardır. Argümanı ve mantık yapısını tespit ettikten sonra şu soruları sorarız:

1. Bu öncüllerden bu tez çıkar mı? (Bunun cevabı EVET çünkü MODUS PONENS)

2. Öncüller doğru mu? (Geriye sadece bu kalıyor. Buna karşı çıkmak zorundasınız.)

Öncülleri örneğin şu şekilde hedef alabilirsiniz:

Eğer öncül (1)'e [oy veriliyorsa demokrasidir] karşı çıkacaksanız bir karşı-örnek (örn: Kuzey Kore örneği) gerekir.

Eğer öncül (2)'ye [Mozambik'te oy veriliyor] karşı çıkacaksanız o zaman da şöyle diyebilirsiniz: 'insanlar oy verebiliyor ancak bunun için 10 saat ayakta sıra beklemeleri gerekiyor, bu da oy vermeyi kullanışsız kılıyor'. 

Diğer önemli mantık yapılarına da bakalım. Bunu bazı örnekler üzerinden yapacağız.

Feuerbach’ın Şölen’i tasviri, 1874

Bunun için Platon'un Şölen'inden (Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu çevirisi) bir örneği ele alalım ve mantık yapısını ortaya çıkaralım. Sohbettekiler sırayla Sevgi'yi överlerken sıra Aristophanes'e gelir:

'İnsanlar Sevgi'nin kudretini hiç de kavramış değiller bence. Kavramış olsalardı, ona ne tapınaklar, ne sunaklar yapar, ne kurbanlar keserlerdi! Yoo, hiç de böyle şeyler yaptıkları yok, oysaki asıl ona yapmaları gerekir.'

Bu konuşmanın sonucu şu: insanlar Sevgi'nin gücünü anlamıyor. Bunu (-A) ile ifade edelim, yani Anlamak'ın değili. 

(Y) ise yapmak olsun, yani tapınak yapmak/sunak yapmak anlamında. 

O zaman mantık yapısı şu şekilde çizilebilir:

(i) A>Y (anlasalar yaparlar)

(ii) -Y (yapmıyorlar)

(S) -A (o zaman anlamamışlar)

Modus Tollens'i tespit ettik böylece ve geçerli bir argüman olduğu sonucuna vardık bile. Bu argümana karşı çıkmak istersek öncüllere karşı çıkarız ve sonucu da reddedebiliriz.

İkinci bir örneğe (Nesbit ve Candlish, 1978) bakalım:

'Bir insan yaptığından daha başkasını yapmasının mümkün olmaması durumunda eylemlerinden sorumlu değildir. Ama eğer determinizm doğru ise o zaman  bu her eylem için geçerli olur. Bu nedenle eğer determinizm doğruysa kimse yaptığı eylemden sorumlu değildir.'

Burada sonuç bir koşullu önerme: Eğer determinizm doğruysa (D) kimse yaptığı eylemden sorumlu değildir (-S).

O zaman mantık yapısını çizelim:

(i) D>-B (determinzm varsa başka eylem yapılamaz)

(ii) -B>-S (başka eylem yapılamaz ise sorumluluk yoktur)

(S) D>-S (sonuç: determinizm varsa sorumluluk yoktur)

Bu argüman geçerli bir yapıdadır ve sonuca karşı çıkmanın tek yolu öncüllere karşı çıkmaktır. Örneğin Kant'a göre determinizm ve sorumluluk aynı anda var olabilir, yani (D&S).

Üçüncü örnek:

'Ya ahlakı geliştirirek ilerlemeyi umuyoruz ya da zekayı geliştirerek ilerlemeyi umuyoruz. Zekayı geliştirerek ilerlemeyi umamayız. Bu yüzden ahlakı geliştirerek ilerlemeyi ummalıyız.'

Mantık yapısı şöyle:

(i) AvZ (ahlak veya zeka)

(ii) -Z (zeka değil)

(S) A (o zaman ahlak)

Bu da geçerli bir yapıdır ve Ayırıcı Kıyas diye isimlendirilir. Buna şöyle bir örnek de verebiliriz: 'Mozambik milletvekili ya ezberden konuşuyor ya da gerçekten çok bilgili. Mozambik milletvekili pek de bilgili sayılmaz. O zaman Mozambik milletvekili ezberden konuşuyor'.

Dördüncü örnek:

'Diğer kültürleri çalışırsanız insan alışkanlıklarının çeşitliliğini fark edersiniz. İnsan alışkanlıklarının çeşitliliğini fark ederseniz daha anlayışlı hale gelirsiniz. Bu yüzden diğer kültürüleri çalışırsanız daha anlayışlı biri olursunuz'.

Mantık yapısı:

(i) K>Ç (kültürleri çalışırsan çeşitliliği fark edersin)

(ii) Ç>A (çeşitliliği fark edersen anlayışlı olursun)

(S) K>A (kültürleri çalışırsan anlayışlı olursun)

Buna da Varsayımsal Kıyas diyoruz ve bu da yine geçerli bir mantık yapısıdır.

Sonraki bölümde geçerlilik, doğruluk ve safsatalara bakacağız.

Yorumlar