Mantıklı Tartışma - III

Bu yazı dizisinin bir önceki bölümünü şurada bulabilirsiniz.

Şimdi diğer bir mantık yapısı ile devam edelim yazımıza: ikilem. Şu örneğe bakalım: 

'Ya başkalarıyla yakınlaşırız ya da ayrı dururuz. Eğer yakınlaşırsak o zaman çatışma ve acı kaçınılmaz olur. Ayrı durursak ise yalnız kalırız. Dolayısıyla ya çatışma ve acı yaşarız ya da yalnız kalırız.'

(i) YvA (yakın veya ayrı dururuz)

(ii) Y>Ç (yakınsak çatışma yaşarız)

(iii) A>T (ayrıysak tek kalırız)

(S) ÇvT (ya çatışma yaşarız ya tek kalırız)


'Dolayısıyla' ya da 'bu yüzden' gibi ifadeler bize sonucu verir.

'Eğer....o zaman....' ise bize koşullu önerme verir. Yukarıdaki (ii) ve (iii) gibi.

Sonucum bir koşullu önerme de olabilir. Şimdi mantık yapılarıyla oynayalım biraz ve geçerliliklerine ve doğruluklarına bakalım. Böylece bir tanıma ulaşabiliriz belki.

P>Q ve -Q>P şeklindeki basit bir önermeye bakalım öncelikle.

'Bir şey kare ise o zaman 4 kenarı vardır' P>Q (DOĞRU)

'Bir şeyin 4 kenarı yok ise o zaman kare değildir' -Q>-P (DOĞRU)

'Bir şey kare değilse o zaman 4 kenarı yoktur' -P>-Q (YANLIŞ)

İlk 2 örnek doğrudur yani P>Q ile -Q>-P mantıksal olarak aynı şeydir. Ancak 3. örnek yanlıştır. Yani P>Q bize -P>-Q'yu vermez.

Bir koşullu önermenin tersi doğru ise o zaman o önerme yanlıştır. Yani:

-K>-4 Kare değilse 4 kenarı yoktur - YANLIŞ

tersi ise: 

-K&4 Kare olmayıp 4 kenarı olan vardır DOĞRU (örn: dikdörtgen)

P>Q: Eğer P ise o zaman Q:

Eğer bir şey kare ise o zaman 4 kenarı vardır.

Eğer bir şeyin 4 kenarı yoksa o zaman kare değildir.

Bir şeyin 4 kenarı vardır, yoksa kare değildir.

Bir şey karedir ancak ve ancak 4 kenarı varsa.

Bir şey kare değildir 4 kenarı olmadıkça.

4 kenar bir kare için gerekli bir şarttır.

P>Q: Q, P için gerekli bir şarttır.

4 kenar bir şeyin kare olması için gerekli bir şarttır, ancak yeterli değildir. Hem gerek hem de yeter şartı kapsayarak şu şekilde yazabiliriz:

Bir şey karedir ancak ve ancak o şey 4 eşit kenar ve 4 eşit açıdan oluşan geometrik bir şekil ise. 

Yani, bir tanım için P>Q yetmez, Q>P de yetmez, P<>Q (ancak ve ancak) gereklidir. Böylece kare olmanın koşullarını belirtebiliriz.

Eğer .... ise..... X bir demokrasidir. Bu ifade bir tanım için yeterli değildir.

X ancak ve ancak ... ise bir demokrasidir. Bu ifade ise bir tanımdır.

Peki bunu neden yaptık? Neden tanım üzerinde bu kadar durduk ve örnekler verdik. Çünkü uzayan tartışmalarda konu hep buraya gelecektir. Rakibiniz sıkıştıkça 'yav iyi de sen demokrasi ile ne kastediyorsun', ya da 'demokrasinin tanımı nedir' diyecektir. Sizden bir tanım soracaktır ve sizi buradan da vurmaya çalışacaktır. Tabii bunu siz de yapabilirsiniz. Dolayısıyla mantıklı tartışma için çalıştığınız ya da karşı çıktığınız konuyla ilgili daha baştan tanımları ortaya koymanız gerekir. Çünkü P>Q (P ise Q'dur) ile P<>Q (ancak ve ancak P ise Q'dur) ifadeleri farklıdır ve bu farkı bilmek tartışmalarda bizi öne geçirebilir, ya da mantıksal hatalara düşmemize engel olabilir.


  • Şimdi geçerlilikten, tanımdan ve doğruluktan bahsettikten sonra sırada safsatalar var.

Önce Modus Ponens bir yapıya bakalım:

(i) P>Q

(ii) P

(S) O zaman Q

Güzel bir argüman. Geçerli. Eğer sonuca katılmıyorsanız o zaman öncüllerden birini reddedersiniz. 

Modus Tollens'e bakalım:

(i) P>Q

(ii) -Q

(S) O zaman -P

Bu da güzel bir argüman. Geçerli. Eğer sonuca katılmıyorsanız o zaman öncüllerden birini reddedersiniz. 

Şimdi bir de şuna bakalım:

(i) P>Q

(ii) -P

(S) O zaman -Q

Bu kötü bir argüman. Geçersiz. Bununla hiç bir şey yapamazsınız. Ancak rakibiniz bu hataya düşerse fark edebilmeniz gerekir. Örnekle bakalım:

A>T Ankaradaysam Türkiyedeyimdir

A Ankaradayım

T O zaman Türkiye'deyim

Bunda sıkıntı yok. MP.

A>T Ankaradaysam Türkiyedeyimdir

-T Türkiye'de değilim

-A O zaman Ankara'da değilim.

Bunda da sıkıntı yok. MT.

A>T Ankaradaysam Türkiyedeyimdir

-A Ankara'da değilim

-T O zaman Türkiye'de değilim.

Ancak bu sıkıntılı. Ankara'da olmamam Türkiye'de olmadığım anlamına gelmez. Antep'te olabilirim örneğin ve dolayısıyla sonuç yanlış olacaktır. Daha önemlisi ise sonucun yanlışlığından bağımsız olarak, mantık yapısı hatalıdır.

Bu tarz bir uslamlama işte bir safsata oluyor. Buna öncülü inkar safsatası diyoruz. 

Ya da diğer bir örnek: 

(i) Pazartesi ise Okula gideceğim

(ii) Pazartesi değil

(S) O zaman okula gitmeyeceğim

Aynı safsata burada da söz konusu. Haftanın diğer günleri okula gitmeyeceğinin mantıksal olarak çıkarılabileceği bir yapı sunulmamış. Eğer ki (i) Ancak ve Ancak pazartesi ise okula gideceğim, şeklinde olsaydı o zaman farklı bir durum olurdu.

  • Bir diğer safsataya bakalım:

(i) P>Q

(ii) Q

(S) P

Burada da sonuçtan öncüle giderek mantık hatası yaptık. Bunun adı sonucu onaylama safsatası. Bunun örneği de şu olabilir:

(i) Ankaradaysam Türkiyedeyimdir

(ii) Türkiyedeyim

(S) O zaman Ankaradayım.

Özellikle bu hatalı mantık yapısı bilimsel yöntem içerisinde oldukça ilginç ve önemli bir yere sahip. Buna şu şekilde değinebiliriz:

(i) Teori > Gözlem (Teorime göre şu olayı gözlemlemeliyim)

(ii) Gözlem (gözlemledim)

(S) Teori (o zaman teorim doğrudur)

Bu tabi ki hatalı bir mantık yapısı ve geçersiz (sonucu onaylama safsatası yaptık). Bir teorinin doğruluğunu gösteremeyiz (Popper). Ancak, yine de bu şekilde teorimizin iyi bir teori olduğunu gösterebiliriz. Örneğin şuna bakalım:

(i) Genel görelilik teorisi > ışık güneşe yakınken bükülür

(ii) (Eddington deneyinde görüldüğü üzere) ışık güneş tutulmasında bükülüyor

(S) O zaman genel görelilik teorisi doğru

Bu sonuca kesin olarak varamayız. Bu hatalı. Ancak ışığın bükülmesi genel görelilik teorisi için bir kanıttır. Bir bilimsel teorinin hiç bir zaman tam doğruluğu gösterilemez. Çünkü yukarıda görüldüğü gibi bu argüman geçersizdir. Tek diyebileceğiniz deneysel/ampirik kanıtların teoriyi desteklediğidir

New York Times, 10 Kasım 1919, Eddington Deneyinden sonra

  • Şimdi başka bir safsataya bakalım. Bu sefer ki safsata özellikle sosyal bilimlerde çok önemli bir yere sahip. Örnek verelim:

İntikam arayışı doğaldır, o zaman intikam almak ahlaki bir davranıştır.

Bu doğalcılık safsatasıdır. Herhangi bir şeyi doğal olduğu için doğru/etik görme ya da doğada bulunan şeylerin iyi, olmayanların kötü olduğu inanışına dayanır.

Burada problem öncülün betimleyici/tanımlayıcı bir yapıda olmasına rağmen sonucun normatif/ahlaki bir yapıda olmasıdır. Yani öncül bir şeyin nasıl olduğunu söylerken, sonuç nasıl olması gerektiğini söyler. Bazı insanlar için bu bir problem değildir. Ama mantık açısından geçersizdir. Başka bir örneği şöyle verebiliriz:

Ölüm cezası etkili bir caydırıcıdır, o zaman ölüm cezasına ahlaki açıdan izin verilebilir.

Bu argümanda ölüm cezasının caydırıcı olması betimleyici bir yapıdadır, bize olan bir durumu söyler. Ölüm cezasının iyi/ahlaklı olması ise normatif bir iddiadır.

Bu yazıyı da burada sonlandırıyorum. Sonraki bölümde iki önemli filozofun bakış açısından tanımlara odaklanacağız.

Yorumlar